Herkes onlara , onlar annelerine hayran

Mesaj Sayısı : 45 Kayıt tarihi : 15/05/10

Herkes onlara Hepsi ise annelerine hayran 9 Mayıs 2010 Pazar, 00:01 PAZAR
Eren Bakıcı, Yasemin Yürük, Ceren Kemer... Grup Hepsi’nin gençler tarafından örnek alınan, parlak ışıklar altında binlerce kişiyle hep bir ağızdan şarkılarını söyleyen üyeleri onlar. Kendi rol modelleriyse anneleri. Eren’inki bale yapmış, Yasemin’inki tiyatro eğitimi almış, Ceren’in annesi ise Grup Hepsi dahil pek çok ünlü sanatçının menajeri

Onlar üç kız arkadaş, üçü de gençlerin çocukların sevgilisi... Bundan beş yıl önce müzik dünyasına adım atan Grup Hepsi, bu kadar kısa sürede yaşlarının çok üzerinde bir başarıya imza attı. Özellikle çocuklar ve gençler onların şarkılarını ezberliyor, onlar gibi giyiniyor, danslarını taklit ediyor. Grup üyeleri de gençlerin rol modeli olmaktan çok memnun. Ama her ne kadar sahnelerde binlerce kişiye şarkı söyleseler de başkalarına örnek olsalar da hepsi birer ‘anne kuzusu.’ Örnek aldıkları kişiler de yine anneleri... Eren Bakıcı’nın annesi Ayşe Bakıcı bale yapmış, Yasemin Yürük’ün annesi Nilgün Açan tiyatro eğitimi almış, Cemre Kemer’in annesi Şebnem Özberk ise Grup Hepsi dahil pek çok sanatçının menajerliğini yapıyor. Sizin gördüğünüz ışıklı dünya dışında mütevazı bir hayat sürüyorlar. Kimi zaman odalarını temizliyorlar, kimi zaman annelerine yardım ediyorlar. İşte Hepsi’nin anneleriyle ilişkileri...

Işıklar altında konser veriyor ama hala benim küçük kızım

Grubun 26 yaşındaki üyesi Eren Bakıcı ailesiyle yaşıyor. Kızına ismini ünlü ressam Eren Eyüboğlu’ndan etkilenerek veren Ayşe Bakıcı, ev hanımı. Doğayla uyumlu bir yaşam sürdüren Bakıcı, evinin bahçesinde kendi sebze ve meyvelerini yetiştiriyor. İki kızı olan Bakıcı’nın istediği tek şey kızlarının hayatlarının dans ve müzikle geçmesi. Küçükken iki kardeşin tütülerini giyip birlikte dans ettiklerini anlatan Ayşe Bakıcı kızının küçüklüğünden beri hayalinin sahnede olmak olduğunu söylüyor. Ama istediği şarkıcı olmak değilmiş.”Küçükken şarkıcı olmak isteyen kardeşi Esen’di. Zaten onun sesi Eren’den daha güzel” diye konuşuyor.

EREN EVDE BİR KÜLKEDİSİ

Eren Bakıcı kardeşiyle beraber Anneler Günü’nde küçük kağıtlara notlar yazıp zarfa koyarmış. Bunları hala saklayan Ayşe Bakıcı, kızının kendisine ilk başlarda anne demediğini ‘Ayşe’ dediğini söylüyor. Bunun çok hoşuna gittiğini anlatan Bakıcı, insanlar “Ne ayıp! Anneye öyle denir mi?” dediklerinde “Lütfen bozmayın çok hoşuma gidiyor” diye engelliyormuş.

Onlar anne ve kız olmaktan ziyade arkadaş gibiler. Evde beraberce bahçeyi çapalıyor, yemek yapıyorlar. Hatta bir karavan satın almışlar. Yazın karavanla gezip köfte ekmek satmayı bile düşünüyorlar. Ayşe Bakıcı kızının ünlü olmasının kendisi için hiçbir şey ifade etmediğini, hala kendi küçük kızı olduğunu anlatıyor. Bakıcı, kızı Eren’in evde kendisine yardım ederken çok güldüğünü söylüyor. Kızına “Dün akşam ışıkların altında konser verdin. Bak şimdi evde odanı temizliyorsun. Külkedisi gibisin” diye şakalar yapmayı da ihmal etmiyor.

AİLE DESTEĞİMİZ TAM

Küçüklüklerinden beri bütün çalışmaların bu noktaya gelmeleri için olduğunu anlatan Bakıcı, “Albüm çıkaracaklarını söylediklerinde şaşırmadık, beklediğimiz bir şeydi” diyor. Ama böyle bir yükün altına giren kızını bir yandan radar gibi gözlemlerken bir yandan da desteğini esirgemediğini söylüyor: “Bu iş başka türlü bir ruh gerektiriyor. Ama aile desteği olmadan sevdiği işten de zevk alamazdı.”

Keşke sen deniz kaplumbağası olsaydın, denize geri dönerdin!

Hepsi Grubu’nun üçüncü üyesi 25 yaşındaki Cemre Kemer, çocukken oldukça yaramazmış. Kız kardeşiyle birlikte erkek çocuklarını döven Cemre’ye annesi Şebnem Özberk bu davranışlarından dolayı “Deli göz” lakabını takmış. Hepsi dahil birçok sanatçının menajerliğini yapan Özberk 17 yıldır bu sektörün içinde. Kızıyla hiç benzemediklerini söyleyen Özberk “Doğduğunda kimse Cemre’yi bana benzetmiyordu. Böyle dedikleri için bütün gün yüzüne bakıyordum, benzerlik arıyordum” diyor.

BENİ ÇOK ŞAŞIRTMIŞTI

Özberk kızıyla ilgili bir anısını anlatırken hala o günün şaşkınlığını yaşıyor gibi: “Kardeşi okula başladığında okula gitme problemi yaşıyorduk. Gitmemek için her gün ağlıyordu. Yine bir gün biz okula gitmesi için ikna etmeye çalışırken Cemre yanımıza oturdu. O kadar küçüktü ki koltuğa oturduğunda ayakları yere değmiyordu. Sonra ‘Anne keşke sen deniz kaplumbağası olsaydın’ dedi. Nedenini sorduğumda aldığım cevap neredeyse karşımdakinin bir çocuk olduğunu unutmama neden olacaktı. Cemre, ‘Belgeselde izledim. Anne kaplumbağa karaya gelip yumurtalarını bırakıyor. Yavrular yumurtadan çıkmalarını beklemek zorunda kalmıyor. Denize geri dönüyor. Ama anne sen dönemiyorsun’ dedi. Bunu hiç unutamıyorum.”

ANNEMLE ÇALIŞMAK ZOR

Grup Hepsi’nin çocukluklarını yaşayamadıklarını, tüm büyüme zamanlarını bu proje için harcadıklarını anlatan Özberk “Ama yine de evinizde büyüyen çocukların başka çocuklara rol model olması çok gurur verici” diyor. Grubun menajeri olduğu için her dakika iş konuştuklarını anlatan Cemre ise bu durumdan şikayetçi. Anne ve kızın aynı işte çalışmasının zor olduğunu söyleyen Cemre “Bundan sonra başka bir iş yapsam asla annemle çalışmam. Çünkü özel hayatımız işle iç içe” diye konuşuyor. İş konusunda çok çatıştıklarını anlatan anne kız, özel hayatlarında ise çok iyi anlaşıyor.

Yasemin doğduğunda kaybolacak diye üç gün boyunca yanımdan ayırmamıştım

Küçükken çok muzır bir çocuk olan 24 yaşındaki Yasemin Yürük’ün annesi Nilgün Açan, büyük bir bankada görevli genel müdür yardımcısının asistanlığını yapıyor. Küçüklüğünde tiyatroya ilgisi olan Nilgün Açan annesi izin vermediği için devam edemediğini söylüyor. “Ama devam etseydim Ayten Gökçer’e rakip olurdum” diyor. Hepsi Grubu’nun en küçüğü Yasemin doğduğunda annesi yanından hiç ayıramamış. “İlk kucağıma aldığımda çok ağlamıştım. Hastanede kaybolacak, başkasının çocuğuyla karışacak diye çok korkmuştum” diyor. Kızını üç gün boyunca doğum odasına göndermeden kucağında uyutan Açan, hiç ayrılamamalarını da buna bağlıyor.

Kızının çok sakar olduğunu anlatan Açan “Bahçe hortumuyla başkalarının evlerini ıslatırdı. Düz yolda düşerdi. Dizleri yara izleriyle dolu. Hala da ara sıra ağaçtan düşüyor” diyor. Çocukluğunda hiç unutamadığı bir olayı şöyle anlatıyor: “Bir gün buzdolabını temizlemek için boşaltmıştım. O sırada telefon geldi ve mutfaktan çıktım. Konuşmam bitince mutfağa geldim. Gözlerime inanamadım. Yasemin ne kadar nane, kekik varsa hepsinin saplarını ısırıp dolabın içine serpmişti. Bir de büyük bir şey başarmışçasına gülerek ellerini birbirine çarpıyordu.”

PİMPİRİKLİ BİR ANNEYİM

Her zaman arkadaş gibi olduklarını anlatan Açan, karşılıklı sınırları asla aşmadıklarını da ekliyor. Kızıyla her şeyi paylaşıyorlar: “Yasemin’e danıştığım bile oluyor. Bazı konularda benden çok daha akıllı” diyor. Yasemin Yürük ise “Hatalarımı kendim öğreniyorum. Bazen sonuçları beni çok üzse de bir daha aynı hatayı yapmıyorum.”

Kendisini pimpirikli bir anne olarak tanımlayan Açan, kızların grup olarak bu piyasada olmalarının büyük şans olduğunu belirtiyor: “Biri ortadan kaybolsa diğer ikisi hemen fark ediyor. Birbirlerini kolluyorlar. Bu da benim içimi çok rahatlatıyor.”

MELİS ADSALAN

Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 15/05/10

Teşekkrleer